Yerel basında çıkan haberlere göre Hindistan, Şubat ayındaki işgalden bu yana ucuz Rus petrolü alımlarını altı kat artırdı; öyle ki Moskova artık Hindistan'ın bir numaralı ham tedarikçisi haline geldi.
YENİ DELHİ: Ukrayna dışişleri bakanı Dmytro Kuleba, Salı günü yayınlanan bir röportajda Hindistan'ın Moskova'nın işgalinin ardından Rusya'dan petrol alımlarını artırmasını "ahlaki açıdan uygunsuz" olarak kınadı.
Bir gün önce Hindistan'ın üst düzey diplomatı indirimli Rus ham petrolü alımlarını savunmuş ve kıtanın bağımlılığı azaltma çabalarına rağmen Avrupa'nın ithalatının ülkesinin ithalatının gölgesinde kaldığını söylemişti.
Ancak Ukraynalı Dmytro Kuleba, "Avrupalıların da aynısını yaptığını ileri sürerek Rusya'dan petrol almayı meşrulaştırmanın tamamen yanlış" olduğunu söyledi.
Bunun "ahlaki açıdan uygunsuz" olduğunu söyledi.
"Çünkü siz Avrupalılar yüzünden değil bizim yüzümüzden, acılarımızdan, trajedimizden ve Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş yüzünden ucuz petrol alıyorsunuz."
Yerel basında çıkan haberlere göre Hindistan, Şubat ayındaki işgalden bu yana ucuz Rus petrolü alımlarını altı kat artırdı; öyle ki Moskova şu anda Hindistan'ın bir numaralı ham tedarikçisi konumunda.
Hükümet, savaşın ardından emtia fiyatlarında yaşanan küresel artıştan milyonlarca yoksul Hintlinin ağır bir darbe aldığı göz önüne alındığında, mümkün olan en ucuz petrolü satın almaktan başka seçeneği olmadığını söylüyor.
Pazartesi günü Hindistan dışişleri bakanı S. Jaishankar, ülkesinin maliyetlerinin Avrupa ülkelerinin Orta Doğu'dan daha fazla petrol ve gaz satın alması nedeniyle arttığını söyledi.
Jaishankar gazetecilere verdiği demeçte, "Ortadoğu geleneksel olarak Hindistan gibi bir ekonominin tedarikçisiydi, bu nedenle Orta Doğu'daki fiyatlar üzerinde de baskı yaratıyor" dedi.
Hindistan ve Rusya, Soğuk Savaş'a kadar uzanan uzun süreli müttefiklerdir. Moskova, Yeni Delhi'nin en büyük silah tedarikçisi olmaya devam ediyor ve Hindistan, Ukrayna'nın işgalini kınayan BM kararlarında çekimser kaldı.
Ancak Başbakan Narendra Modi, Eylül ayında bölgesel bir forumda Vladimir Putin'e, Rusya Devlet Başkanı'na yönelik bir azarlama olarak görülen yorumlarıyla "savaş çağının" bittiğini söylemişti.